Turizm sektörü 1990’lı yıllardan günümüze kadar olan süreçte hem ulusal hem de uluslararası anlamda önemli değişikliklere imza atmıştır. Özellikle son yıllarda kitle turizmi yerine sürdürülebilir turizm faaliyetleri ön plana çıkmıştır. Turizm pazarındaki bu sektörel değişim beraberinde turizm faaliyetlerinin güzergahını değiştirmiştir. Bu bağlamda 3S turizmi olarak bilinen deniz, kum, güneş turizminin yapıldığı sahil şeridinden uzaklaşılarak bölgesel anlamda kültürel unsurlara, doğal kaynaklara, arkeolojik ve tarihi değerlere sahip olan yerlere çevirmiştir. Bu durumda sürdürülebilirlik kavramının yansıması olarak ekoturizm ortaya çıkmıştır (Kaşlı vd., 2015: 27-29).
Ekoturizm faaliyetlerinin hayata geçirilmesi için bir bölgenin doğal ve kültürel unsurlarının, ekolojik yapısı ve sosyal alanlarının sürdürülebilir olması öngörülmektedir. Bu sürdürülebilirliği oluşturmak amacıyla öncelikle insan yaşamının temel ilkesi olan beslenme faaliyetlerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kentleşme, yaşam standartlarının değişmesi ve çevresel sorunlar beslenme alışkanlıklarında olumsuz yönde değişimlere sebep olmuştur. Bu olumsuzluklar doğrultusunda eko-gastronomi ortaya çıkmıştır. Ekoturizm çeşitlerinden birisi olan eko-gastronomi hareketliliğiyle birlikte yerel mutfakla rın önemi artmıştır. Bu sayede eko-gastronomi bağlamında çalışmalar turizm arz ve talep dengesini değiştirerek ekoturizm sektöründe destinasyon seçimlerinde dikkat edilecek bir özellik haline gelmiştir (Öztupçu ve Akar, 2019: 1433-1436).
Eko-gastronomi faaliyetleriyle birlikte Anadolu’da bulunan yerel toplulukların mutfak kültürleri ortaya çıkarılmıştır. Anadolu’da birçok köklü yerel topluluk bulunmaktadır. Bunların başında Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan Yörük toplulukları ve bunların yemek kültürleri gelmektedir. Bu çalışmada Ekoturizm ilkeleri doğrultusunda Türkiye’de Yörük kültürünün ve Yörük mutfağının halem devam ettirildiği Balıkesir ili incelenmiştir.
Abdurrahman DİNÇ*
Ebru ARICI**